Tıkınırcasına Yeme Bozukluğu

Genel Bilgiler

Tıkınırcasına yeme bozukluğu, kişinin kısa sürede kontrolsüz bir şekilde aşırı miktarda yemek yemesi ve sonrasında yoğun suçluluk, utanç veya pişmanlık yaşamasıyla karakterizedir. Bulimiyadan farklı olarak, bu atakların ardından düzenli olarak kusma, laksatif kullanma veya aşırı egzersiz gibi telafi davranışları görülmez. Bu nedenle genellikle kilo artışı ve obeziteyle ilişkilidir.

Nedenleri ve Risk Faktörleri

  • Biyolojik faktörler: Beyin dopamin-ödül sisteminde farklılıklar, genetik yatkınlık.
  • Psikolojik faktörler: Duygusal yeme eğilimi, stres, depresyon, düşük özgüven.
  • Çevresel faktörler: Katı diyetler sonrası aşırı yeme atakları, sosyal baskılar.
  • Aile öyküsü: Ailede obezite veya yeme bozukluğu olması.
  • Travmalar: Çocuklukta istismar, ihmal, zorbalık.

Belirtiler

  • Tekrarlayan tıkanırcasına yeme atakları (kısa sürede çok fazla yemek).
  • Yemek yerken kontrol kaybı hissi.
  • Normalden çok daha hızlı yemek yeme.
  • Aç olmadığı halde yemek yeme.
  • Tek başına, gizlice yemek yeme.
  • Yemek sonrasında suçluluk, utanç veya pişmanlık duyma.
  • Kilo alımı ve obeziteye bağlı sağlık sorunları (hipertansiyon, diyabet vb.).

Tanı

DSM-5’e göre:

  • Tekrarlayan tıkanırcasına yeme atakları.
  • Ortalama haftada en az 1 kez, 3 ay boyunca devam etmesi.
  • Ataklardan sonra belirgin sıkıntı ve utanç duygusu.
  • Telafi edici davranışların olmaması (kusma, laksatif kullanımı vb.).

Tedavi ve Yönetim

Bilişsel Davranışçı Terapi (CBT-E), Diyalektik Davranış Terapisi, duygusal yeme ile baş etme teknikleri.

Antidepresanlar (SSRI) veya bazı durumlarda iştah düzenleyici ilaçlar.

Sağlıklı beslenme alışkanlıkları, düzenli öğün planı.

Stresle başa çıkma yöntemleri, duygusal farkındalık çalışmaları.

Yeme bozukluğu tedavi toplulukları, grup terapisi.

Psikososyal Destek ve Önleme

Tıkınırcasına yeme bozukluğu, sadece kilo problemi değil; duygusal regülasyon güçlüğüyle de ilişkilidir. Yargılayıcı olmayan, destekleyici bir yaklaşım kişinin tedavi motivasyonunu artırır. Erken müdahale ile hem fiziksel sağlık sorunları hem de psikolojik yük önemli ölçüde azaltılabilir.